Yeni kitabım

Bazen bir sancıdan doğan soruyla gelir cevaplar.. Bu, sadece insanı anlama çabası değildir. Hayatı ya da hadi daha ileri gidelim kendimizi anlama, bilmeye doğru bir adımdır. Sormak gerek tuhaf çaba tuhaf hata ama sormak gerek. En çok da kendimize sormalı ve en çok da kendimizden bir cevap beklemeliyiz. Bu kitabın macerası da böyle bir soruyla”Yeni“Yeni kitabım” yazısının devamını oku

Dağın Ardı Dağ

dağın içinde ne var ki güm güm öter ya senin içinde ne var ferhad Asaf Halet ÇELEBİ Erciyes Dağı Türkülerin en önemli imgelerinin başında gelen imgesi gurbeti tanımlayan, sılaya varan yolun önünde duran dağ, yalnızca coğrafi bir unsur değildir. Bir imkânsız bir duruş noktası, sılaya varışın zorluğunu heybetiyle hatırlatan engeli temsil eder dağ. Sıladan koparıp”Dağın“Dağın Ardı Dağ” yazısının devamını oku

Hayrettin Orhanoğlu’na sorular

  Uzun zamandır imgenin halleriyle uğraşıyorsunuz. Edebiyat bağlamında imgeyi nasıl tanımlarsınız?   İmgeyi anlama çabası, hiç şüphesiz şiirin özünü, varlık sebebini ve çıkış noktasını anlama çabasıyla denktir. Şiir yazmaya başladığım yıllarda şiirin arka odası olan bu çaba ve niyetle de ilgilenmeye başladım. Ancak bu yalnızca yaşadığım dönem ve bu döneme yakın şairlerin şiirleriyle sınırlı kalmadı”Hayrettin“Hayrettin Orhanoğlu’na sorular” yazısının devamını oku

ARKETİPTEN İMGEYE BİR İKTİDAR MODELİ: ANNE

    Tohumu barındıran toprak/ yer mitolojilerinde anne/kadın arketipi geçmişten bugüne tapınma ve bereketin sembolüdür. Bu benzeştirme, onun doğurganlığıyla ilintili olsa da annenin imge zenginliği tartışma götürmez bir gerçektir.  Yokluğu ya da varlığıyla şairlerin düş dünyalarına giren ve çoğu kez de geçmiş imgelerini elinde tutan anne imgesinin kadın imgesinden farklı olarak fedakârlık, sevgi ve sıcaklık”ARKETİPTEN“ARKETİPTEN İMGEYE BİR İKTİDAR MODELİ: ANNE” yazısının devamını oku

KÂMİL İNSAN YAHUT SEZAİ KARAKOÇ’UN PİNG-PONG MASASI ŞİİRİNDE GELENEK

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen Şeyh Gâlib Sanatçı, varoluşunun bedelini ödeyerek eserinin kapısına varır. Orada bütün hüzünler, bütün kederler sanatçıyı bekler. Kapı açıldığı anda hüzünler de kederler de aşkın, hayatın içine karışıverirler. Bu dünya, yaşanılır ya da yaşanılmaz bir dünya olsa da. Sanatçı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dediği”KÂMİL“KÂMİL İNSAN YAHUT SEZAİ KARAKOÇ’UN PİNG-PONG MASASI ŞİİRİNDE GELENEK” yazısının devamını oku

BİLİNCİN KAPISINDAN DÜNYAYA BAKMAK

Her şey benden sorulur, der kapının yüreği. İlhan Berk   Masalların açık ve kapalı kapıları gizeme açılır daima. Gizeme yani gerçeğin ötesine, bilinmezliğe kimi zaman da bir hazineye. Çocuğun düş dünyasına göre kapalı kapılar açılmalı; açıksa kapanmalıdır. Yarı aralık kapılar yoktur masallarda. Bu, olsa olsa modern anlatıların, modern bilinçlerin imgesidir. Arada kalmışlığın, belirsizliğin ama daha”BİLİNCİN“BİLİNCİN KAPISINDAN DÜNYAYA BAKMAK” yazısının devamını oku

HÜSEYİN AKIN’IN ŞİİRİNDE TASVİR VE TASAVVUR

            KUMAŞTAN ÇALAN TERZİ   Bütün yataklarını yitirmiş ilk geceden Üstüne kös dövülmüş bir şehirden geçmek zor Ayazdan kıran girmiş bin dallı basmalara Benim dilim varmıyor “şehir düştü” demeye Kumaştan çalan terzi çalıları eğiyor…   Eğninde eski bir yaz düşmüş kör bir makastan Bir kere tutuştu mu bu şiirden geçmek”HÜSEYİN“HÜSEYİN AKIN’IN ŞİİRİNDE TASVİR VE TASAVVUR” yazısının devamını oku