Değişmenin Gücü

Bir şeyin sadece varlığı cihetinden tesiri olmaz; gizli bir başka şeyin onun varlığına bitişmesi gerekir. Bu durumda kendisine bitişen şey müessir veya tesirin dayanağı olur.[1] Sadreddin-i Konevi 1- Değişme, Konevi’nin “müessir” ve “tesir” olarak sınırladığı eylem ve bundan etkilenen özneye göre şekillenir. Bu sebeple Tanzimat’ı da belirleyen ana düşünce de değişim olduğuna göre etkiden ve”Değişmenin“Değişmenin Gücü” yazısının devamını oku

Tanzimat Döneminde İki Başvuru ve Tartışma Kaynağı

Tanzimat dönemi entelektüel dünyasında geçmişten iki metin hemen hemen bütün tartışmaların ve meclislerin başvuru ve görüş ayrılıkların kaynağı oluverir. Namık Kemal’den Ziya Paşa’ya Ali Süavi’den Şinasi’ye kadar kimi zaman bir kahır kimi zaman önceki çağların büyüklüğüne dair başvurulan bu iki metinden ilki Mukaddime’dir. Adı “giriş” anlamına gelen Mukaddime adı üzerinde Dünya tarihi üzerine yazılacak bir”Tanzimat“Tanzimat Döneminde İki Başvuru ve Tartışma Kaynağı” yazısının devamını oku

TANZİMAT SONRASI ENTELEKTÜEL BİLİNCİNİN SERGÜZEŞTİ

GİRİŞ Mehmet Fuad Köprülü, “Türk Edebiyatı Tarihi’nde Usûl” adlı makalesinde şaheserleri ve bunların müelliflerini tespit ve tayin ederken şu ölçüye bağlı kalır: “Şaheser’ler, muayyen bir zaman zarfında bir okuyucu sınıfının kendi ruhunu, kendi temayüllerini bulduğu, taklit ve tekrar ettiği, yani şaheser saydığı edebî mahsullerdir.” Buna göre Süleyman Fakih’ın Mevlid’i, Hamzavî’nin Hamza-nâmesi, Yazıcıoğlu’nun Muhammediye’si, Yunus Emre’nin,”TANZİMAT“TANZİMAT SONRASI ENTELEKTÜEL BİLİNCİNİN SERGÜZEŞTİ” yazısının devamını oku